“Koçlar, Mentorlar ve İK yöneticileri için TransaksiyonelAnaliz” | 18 – 19 Ekim 2014
Değerli üyelerimiz ve konuklarımız,
EMCC olarak mesleğimizin ilerlemesi için önem verdiğimiz konularda eğitim ve atölye çalışmaları düzenlemeye devam ediyoruz.
Psikanalizden doğmuş bilimsel bir model olan TA kuramı ışığında, kendi hayatınızı nasıl yaşayacağınıza karar verme ve değiştirmek istediklerinizi değiştirebilme yöntemleri ile geçmiş, bugün ve yarını bütünleştirebilmeyi, tamamlanmamış işleri tamamlamayı ve bugünü doyumlu yaşamayı öğretmeyi hedefleyen bu eğitim programı ile bir koç ve mentor olarak bu konularda TA’den nasıl faydalanabileceğimizi keşfedeceğiz.
Uzman Psikolog Hülya Üstel tarafından verilecek eğitimin sonunda, öğrenme portfolyosu hazırlayan katılımcılar Uluslararası Gelişimsel Psikoloji Merkezi tarafından (http://www.icdta.net) onaylı Transaksiyonel Analiz Kişisel Gelişim Ödülü (TAPDA; Transactional Analysis Personal Development Award) almaya hak kazanacaklardır.
Ayrıca bu temel seviye eğitim programı sonunda katılımcılar Ekim ayın sonunda ülkemize gelecek Julie Hay ile konu hakkında sohbet etmek ve Julie’nin düzenleyeceği webinarlara katılım için gerekli donanıma da kavuşmuş olacaklardır.
Hem bu eğitim hem de Julie Hay’in webinar’ları hakkında bilgiye aşağıdaki link’den ulaşabilirsiniz:
https://app.box.com/s/t1lqbtx1aphf3uqed28b
Ekim ayında koçluk mesleğin gelişimi amacı ile düzenleyeceğimiz bu eğitim ve atölye çalışmalarını takiben önümüzdeki aylarda bir başka çok önemli konuda, “business coaching” üzerine yapacağımız toplantımız ile 2014 senesi toplantı takvimizi tamamlamayı planlıyoruz.
Saygılarımla,
Not: Julie Hay ile yapacağımız “Supervision in Coaching” ve “Psychology in Coaching” eğitimlerimiz dolmak üzeredir… İlgilenen dostlarımızın çok geç kalmadan emcc.turkey.tr@gmail.com adresinden kayıt yaptırmalarını rica ediyoruz.
Yer: | BUMED |
Tarih: | 18 – 19 Ekim 2014 |
Saat: | 09.30 – 17.00 |
(*) Eğitim Hakkında:
Kafanızda sürekli konuşan birkaç farklı ses olduğunu farkettiğiniz oluyor mu? Bir tanesi sürekli eleştirip, kendinizi kötü hissettiriyor, diğeri korkuyor veya isyan ediyor veya “aman tatsızlık çıkmasın” diyor, bir diğeri kendinize güvenmenizi söylerken bir başkası sadece eğlenmek istiyor olabilir. Bu sesler gerçekte içimizde kimleri konuşturuyor? Kendi iç seslerimizi tanımak, engelleyici olanların sesini biraz kısıp, destekleyici olanlarınkini biraz açmak öğrenilebilir bir beceri. Bunu yapmak, hayata bakışınızı, diğer insanlarla ilişkilerinizi, olayları yorumlama biçiminizi, tüm dünyanızı değiştirecek. Kafanızdaki hiç susmayan düzensiz koroyu, ahenkli ve sizi mutlu eden iç seslere dönüştürdüğünüzde, otomatik iç konuşmalar yerine SİZİN yönettiğiniz içsel sesler haline dönüştürdüğünüzde, koşullar değişmese bile siz daha mutlu ve daha özgür biri olacaksınız. Bu eğitimde biz içimizdeki sesleri tanıyıp, onları kaygı, korku, endişe, pişmanlık üreten sesler olmaktan çıkaracağız. Kendi kendimizle yapıcı, destekleyici ve şefkatli konuşmayı öğreneceğiz. Bunun ardından diğer insanlara bakışımız ve iletişimimiz üzerinde çalışacağız. Amacımız yetişkin olarak ihtiyaçlarımızı, isteklerimizi, fikir ve önerilerimizi karşımızdakini incitmeden, tehdit etmeden, rahatsız etmeden iletmeyi ve onu anlamayı, her iki tarafın da mutlu olduğu ilişkileri hayatımızda yerleştirmeyi öğrenmek.
Yaşamınızda benzer olaylar ve durumlar yaşadığınızı, sanki aynı senaryonun tekrarlandığını farkediyorsanız, “yine aynı şey oldu”, “bu neden hep benim başıma geliyor?” diyorsanız, bunu kurgulayanın ve değiştirecek olanın kendiniz olduğunu farketmek çok şeyi değiştirebilir. Dünyada, yaşadığı bir olay yüzünden kendini defalarca cezalandıran tek canlının insan olduğunu biliyor muydunuz? Bir aslan kaçırdığı bir zebra için yıllarca acı çekmez, veya bir yunus beceremediği bir atlayış yüzünden tüm sürünün kendisine güleceğini düşünerek atlamaya küsmez. İnsan dışında tüm canlılar anı yaşar ve geçmişi geçmişte bırakır. Oysa insan 7 yaşında yediği bir tokat için veya müsamerede yaptığı bir yanlış için yıllarca acı çekebilir, kendinden utanabilir, her hatırladığında öğretmenine/annesine/babasına/kendine kızabilir ve tüm hayatını etkileyen kararlar verebilir. Hayatı boyunca otorite figürlerinden çekinebilir, korkabilir, kendisini ortaya koymaktan geri durabilir,insanlara/kendine güvenmeyebilir, toplum önünde konuşmaktan (sahne korkusu) kaçınabilir. Asla ile başlayan cümleler kurabilir. Bütün bunların tek sebebi beynimizde duyguların depolandığı amigdala değildir. Duygusal belleğimize kendi yorumlarımızla depoladığımız ve sonra onarmadığımız ve bugünle bütünleştirmediğimiz anıları atıl olarak bırakmamızdır. Bunlar bizi bugün kısıtlayan, engelleyen kararlar olabilir (asla erkeklere/kadınlara güvenilmez, asla evlenmeyeceğim, asla gönüllü olayacağım, asla kendi isteklerimi/fikirlerimi söylemeyeceğim vb.). Benzer bir olayla karşılaştığınızda (eğer üzerinde çalışmadıysanız), tıpkı 7 yaşındaki tepkileri verip, aynı duyguları hissetmeye devam ettiğinizi biliyor muydunuz? Eğer yöntemleri bilirseniz, o anıları tekrar inceleyip, bugünkü deneyim ve aklınızla yeniden yorumlayabilir ve engelleyici olmaktan çıkarabilirsiniz. “İnsan 7’sinde neyse 70’inde de odur” diyen atalarımız, Transaksiyonel Analiz (TA) kuramını bilselerdi, muhtemelen “insan 7’sinde neyse, 70’inde tamamen farklı ve kendi istediği birine dönüşür” derlerdi. Biz, bu çalışmayla anıları, geçmiş engelleyici kararları farkedip, yeni ama geliştirici kararlar almayı öğreneceğiz. Böylece kazanan biri olarak hayatımızı sürdürme gücümüze sahip çıkacağız. Peki şu düşünceler geçiyor mu aklınızdan? Kimim ben? Neden ben, benim? Çevremdekilerle nasıl iletişim kuruyorum? Böyle iletişim kurmayı ben mi seçtim, yoksa böyle gördüm, böyle yapmaya devam mı ediyorum? Kendimde değiştirmek istediğim yönler var mı? Varsa bu değişiklikleri isteyerek ve bilinçli şekilde yapmamın yolları nelerdir? Nasıl biri olmak istiyorum? Bu soruları sormak ve cevaplarını bulmak kadar, nasıl ve hangi yöntemle olmak istediğiniz kişi olmaya doğru yol alabileceğinizi bilmeniz de çok önemli ve gerekli. TA herkesin bir prens/prenses olarak doğduğunu ama zaman içinde kurbağaya dönüştüğünü söyler. Bu çalışmayla amacımız, içimizde prens/prensesi yeniden ortaya çıkarmak ve hayatımıza bir prens/prenses olarak devam etmek.
Uzman Psikolog Hülya Üstel 1968 Tekirdağ doğumlu, bir çocuk annesidir. ODTÜ Psikoloji Lisans programını bitirmenin ardından aynı üniversitede Yüksek Lisans programını tamamlamıştır. Transaksiyonel Analizalanında uzmanlık eğitimini sürdürmektedir. Farklı yaş gruplarıyla, 23 yıllık deneyim sahibidir. Yaşam Koçluğu, EFT, Sistemik Aile Terapisi, Gordon’s Etkili Anne-Baba Eğitimi, Kriz Yönetimi vb konularda çok sayıda üst düzey sertifika sahibidir. 50’nin üzerinde Yetişkin Eğitimi ve Semineri vermesinin yanı sıra birçok ulusal ve uluslararası kongre ve sempozyumlarda bilimsel sunumlar ve konferanslar vermiştir. Birçok kurumla işbirliği içinde Stres Yönetimi, Kriz Yönetimi, Anne-Baba Okulu, İletişim vb birçok konuda ücretli, ücretsiz eğitimler vermiştir. Transactional Analysis Personal Development Award (TAPDA), Hülya Üstel tarafından yapılandırılmış, ICDTA tarafından akredite edilmiş ve sertifikalandırılmıştır (buna ilişkin haber için bknz: http://www.icdta.net/tapda-news.html http://www.eatanews.org/wp-content/uploads/2014/06/EATA_Newsl_110_english.pdf ) |